TMS TAM SETİ
FİNANSAL
RAPORLAMAYA İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Amaç ve statü
Kavramsal
Çerçeve, işletme dışındaki kullanıcılar için hazırlanan ve sunulan finansal
tabloların tabi olacakları usul ve esasları belirlemektedir.
Kavramsal Çerçeve bir Standart
değildir. Dolayısıyla herhangi bir ölçüm veya açıklama konusunda standart
belirlememektedir. Kavramsal Çerçeve’de Standartlardan herhangi
birinin yerini alacak hiç bir husus yer almamaktadır.
Kurul tarafından, Kavramsal
Çerçeve ile Standartlar arasında bazı hususlarda uyuşmazlık olabileceği kabul
edilmektedir. Kavramsal Çerçeve ile Standartlardan biri arasında
uyuşmazlık söz konusu olduğunda, söz konusu Standart Kavramsal Çerçeve’den önce
gelir. Kurul yeni Standartların oluşturulmasında ve mevcut Standartların
gözden geçirilmesinde mevcut Kavramsal Çerçeveyi rehber olarak alacağından
belirtilen uyuşmazlıklar zaman içerisinde azalacaktır.
Kurul Kavramsal Çerçeve’nin
uygulanmasında edineceği deneyimler çerçevesinde zaman zaman Kavramsal
Çerçeve’de değişiklikler yapabilir.
Kavramsal
çerçeve ile ilgili olarak yapılan değişiklikler Türkiye Muhasebe Standartları
Kurulu tarafından da aynen benimsenmiştir.
KAPSAM
Kavramsal Çerçeve aşağıda
belirtilen konuları düzenler:
(a) Finansal raporlamanın
amacı
(b) Faydalı finansal
bilginin niteliksel özellikleri
(c) Finansal tabloları
oluşturan unsurların tanım, tahakkuk ve ölçümleme esasları
(d)
Sermaye ve sermayenin devamlılığı (korunması) kavramları
Faydalı finansal
bilginin niteliksel özellikleri
1. Temel
niteliksel özellikler : Temel niteliksel özellikler, ihtiyaca uygunluk ve
gerçeğe uygun şekilde sunumdur.
a.İhtiyaca
uygunluk: İhtiyaca
uygun finansal bilgi, kullanıcılar tarafından verilen kararları etkileme gücüne
sahiptir. Bazı kullanıcıların bilgiden faydalanmayı tercih etmemeleri veya
bilgiyi diğer kaynaklardan elde etmiş olmaları durumunda dahi bilgi, verilen
kararları etkileme gücüne sahip olabilir.
Önemlilik : Bu Kavramsal
Çerçeve’de, niteliksel özellikler ve kısıt kavramları, faydalı finansal bilgiye
ilişkin niteliksel özelliklere ve söz konusu bilgi üzerindeki kısıt anlamında
kullanılmışlardır.
Bir bilginin verilmemesi veya yanlış verilmesi kullanıcıların
belirli bir raporlayan işletmeye ilişkin finansal bilgiye dayanarak verecekleri
kararları etkileyebiliyorsa bu bilgi önemlidir. Önemlilik ihtiyaca
uygunluğun işletmeye özgü halidir.
b. Gerçeğe uygun
şekilde sunum : Finansal
raporlarda, ekonomik olaylar kelimelerle ve sayılarla ifade edilir. Finansal
bilginin kullanıcılara faydalı olabilmesi için ilgili olayları sunması yeterli
değildir. Ayrıca açıklamayı amaçladığı ekonomik olayları gerçeğe uygun bir
şekilde sunmalıdır. Gerçeğe uygun bir sunumun, tam anlamıyla sağlanabilmesi
için üç özelliğe sahip olması gerekir. Buna göre sunum tam, tarafsız ve hatasız
olmalıdır. Tabiîdir ki, kusursuzluğa nadir olarak erişilebilir. Oluşturulan
Finansal Raporlama Standartları ile bu özelliklerin mümkün olduğunca en üst
seviyeye çıkarılması hedeflenmektedir.
Tam bir sunum; ekonomik olayın bir kullanıcı
tarafından anlaşılması için tanımlamalar ve açıklamalar da dâhil olmak üzere
gerekli tüm bilgileri içerir.
Tarafsız sunum, finansal bilginin seçiminde ve
gösteriminde önyargı taşımaz. Tarafsız sunum; finansal bilginin kullanıcılar
tarafından olumlu ya da olumsuz olarak değerlendirilmesi olasılığını arttırmak
amacıyla yönlendirici, ağırlıklandırılmış, vurgulu, vurgu yapılmamış ya da
başka bir şekilde manipule edilmiş değildir. Tarafsız bilgi, kararlar üzerinde
etkisi olmayan ya da belirli bir amaca yönelik olmayan bilgi anlamına gelmez.
Aksine, ihtiyaca uygun finansal bilgi, tanımında da belirtildiği gibi,
kullanıcıların kararlarını etkileme gücüne sahiptir.
Hatasız sunum; ekonomik olayın tanımlanmasında
hataların veya ihmallerin olmaması ve raporlanan bilginin elde edilmesinde
kullanılan sürecin hatasız olarak seçilmiş ve uygulanmış olması anlamına gelir.
2. Destekleyici
niteliksel özellikler : Karşılaştırılabilirlik,
doğrulanabilirlik, zamanında sunum ve anlaşılabilirlik, ihtiyaca uygun ve
gerçeğe uygun bir şekilde sunulan bilginin faydasını arttıran niteliksel
özelliklerdir.
a. Karşılaştırılabilirlik:
Karşılaştırılabilirlik, kullanıcıların kalemler arasındaki benzerlikleri ve
farklılıkları belirleyebilmesini ve anlayabilmesini sağlayan niteliksel bir
özelliktir. Diğer niteliksel özelliklerden farklı olarak,
karşılaştırılabilirlik tek bir kalemle ilgili değildir. Karşılaştırma
yapılabilmesi için en az iki kalem gereklidir.
b. Doğrulanabilirlik:
Doğrulanabilirlik, farklı bilgi düzeyindeki ve bağımsız gözlemcilerin
belirli bir açıklamanın gerçeğe uygun sunulduğu hususunda görüş birliğine
varabilmeleri (gözlemcilerin tam bir uzlaşmaya varmaları gerekmez) anlamına
gelir.
c. Zamanında
Sunum: Zamanında sunum, bilginin, karar verenler açısından kararlarını
etkileyebileceği zamanda mevcut olması anlamına gelir.
d. Anlaşılabilirlik:
Bilginin açık ve öz olarak sınıflandırılması, tanımlanması ve sunulması onu
anlaşılır kılar.
Finansal
Tabloların Unsurlarının Ölçüm Esasları
Ölçüm, finansal
tablolarda yer alan unsurların bilançoda ve gelir tablosunda tahakkuk ettirilecekleri
ve gösterilecekleri parasal tutarların belirlenmesi işlemini ifade eder.
Finansal
tablolarda değişik derecelerde ve değişik bileşimlerde kullanılan birkaç farklı
ölçüm esası vardır. Bu ölçüm esasları aşağıda belirtilenleri içerir:
Tarihi Maliyet: Varlıklar elde edildikleri tarihte
alımları için ödenen nakit veya nakit benzerlerinin tutarları ile veya onlara
karşılık verilen varlıkların gerçeğe uygun değerleri ile ölçümlenir. Borçlar
borç karşılığında elde edilenin tutarı ile veya işletmenin normal
faaliyetlerinden kaynaklanan borçlarda, örneğin, gelir vergilerinde olduğu
gibi, borcun kapatılması için gereken nakit veya nakit benzerlerinin tutarı ile
gösterilir.
Cari Maliyet: Varlıklar aynı varlığın veya bu
varlıkla eşdeğer olan bir varlığın alınması için halihazırda gereken nakit veya
nakit benzerlerinin tutarı ile gösterilirler. Borçlar, yükümlülüğün kapatılması
için gereken nakit ve nakit benzerlerinin iskonto edilmemiş tutarları ile
gösterilir.
Gerçekleşebilir
Değer (Ödeme Değeri):
Varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, bir varlığın elden
çıkarılması halinde ele geçecek olan nakit ve nakit benzerlerinin tutarıdır.
Borçlar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, kapatılmaları için ödenmesi
gereken nakit ve nakit benzeri değerlerin iskonto edilmemiş tutarları ile
gösterilir.
Bugünkü
Değer:
Varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, ileride yaratacakları net
nakit girişlerinin bugünkü iskonto edilmiş değerleri ile gösterilirler.
Borçlar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, kapatılmaları için ileride
ödenmesi gereken net nakit çıkışlarının bugünkü iskonto edilmiş değerleri ile
gösterilir.
Sermayenin Korunması ve Kârın
Belirlenmesi
Sermayenin
Nominal Olarak Korunması (Finansal
Sermayenin Devamlılığı): Bu kavrama göre, dönem içinde
hissedarlara yapılan ödemeler ve onların işletmeye koyduğu tutarlar hariç olmak
kaydıyla, eğer net varlıkların dönem sonundaki finansal (para cinsinden) tutarı
dönem başındaki finansal (para cinsinden) tutarını aşıyorsa bir gelir elde
edilmiş demektir. Nominal (finansal) sermayenin devamlılığı nominal parasal
birimlerle veya sabit satın alma gücü birimleri ile ölçülebilir.
Sermayenin
Üretim Gücünün Korunması (Fiziki
Sermayenin Devamlılığı): Bu kavrama göre, dönem içinde hissedarlara
yapılan ödemeler ve onların işletmeye koyduğu tutarlar hariç olmak kaydıyla,
eğer net varlıkların dönem sonundaki fiziki üretim kapasitesi (veya faaliyet
kapasitesi) dönem başındaki fiziki üretim kapasitesini (veya faaliyet
kapasitesini) aşıyorsa bir gelir elde edilmiş demektir.
TMS 1
FİNANSAL TABLOLARIN SUNULUŞU
Bu Standardın amacı, işletmenin genel
amaçlı finansal tablolarının önceki dönemin finansal tablolarıyla ve diğer
işletmelerin finansal tablolarıyla karşılaştırılmasına olanak verecek biçimde
sunulması için gerekli olan temel unsurları açıklamaktır.
Finansal
tabloların amacı
Finansal
tablolar işletmenin finansal durumunun ve finansal performansının
biçimlendirilmiş sunumudur. Finansal tabloların amacı, geniş bir kullanıcı
kitlesinin ekonomik kararlar almalarına yardımcı olan işletmenin finansal
durumu, finansal performansı ve nakit akışları hakkında bilgi sağlamaktır.
Ayrıca finansal tablolar, yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları ne
etkinlikte kullandıklarını da gösterir. Finansal tablolar bu amaca ulaşmak için
işletmeyle ilgili aşağıdaki bilgileri sunar:
(a)
Varlıklar;
(b)
Borçlar;
(c)
Özkaynaklar;
(d)
Gelir ve giderler, karlar ve zararlar dahil;
(e)
Ortakların ortak olmaları sebebiyle yaptıkları katkılar ve ortaklara yapılan
dağıtımlar ve
(f)
Nakit akışları.
Bu bilgi, dipnotlarda yer alan diğer
bilgilerle birlikte finansal tablo kullanıcılarının işletmenin gelecekteki
nakit akışlarını ve özellikle bunların zamanını ve kesinliklerini tahmin
etmelerine yardımcı olur.
Tam
bir finansal tablolar seti
Tam
bir finansal tablolar seti aşağıdakileri içerir:
(a)
Dönem sonu finansal durum tablosu,(Bilanço )
(b)
Döneme ait kâr veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu,
(c)
Döneme ait özkaynak değişim tablosu,
(d)
Döneme ait nakit akış tablosu,
(e) Önemli muhasebe politikalarını ve
diğer açıklayıcı bilgileri içeren dipnotlar,
İşletmenin
Sürekliliği
Yönetim, finansal tabloları düzenlerken
işletmenin faaliyetlerini süreklilik içerisinde devam etme yetisini
değerlendirir. İşletmenin sürekliliği kavramının uygunluğu değerlendirilirken
yönetim, bununla sınırlı olmamakla birlikte en azından raporlama dönemi
sonundan(bilanço tarihinden) sonraki on iki aya ilişkin mevcut bilgileri
dikkate alır.
Muhasebenin
Tahakkuk Esası
İşletme,
nakit akış tablosu hariç, tüm finansal tablolarını muhasebenin tahakkuk esasına
göre düzenler.
Önemlilik
ve Birleştirme
İşletme,
benzer kalemlerden oluşan her bir önemli sınıfı, finansal tablolarda ayrı bir
biçimde gösterir. İşletme, nitelikleri ve işlevleri itibariyle farklı olan
kalemleri de, önemsiz olmadıkları takdirde, ayrı olarak sunar.
Finansal tablolar, çok sayıda işlem veya
diğer olayların işlemden geçirilerek nitelik ve işlevlerine göre hesap
sınıfları altında birleştirilmesi (toplanması) sonucu oluşur. Sınıflandırma ve
birleştirmedeki son aşama, finansal tablolardaki hesap sınıflarını oluşturan
birleştirilmiş ve sınıflandırılmış bilginin sunumudur. Bir hesap kalemi kendi
başına önemli değilse, bu tablolarda ya da dipnotlarda diğer kalemlerle
birleştirilir. Bu tablolarda ayrı olarak sunulacak kadar öneme sahip olmayan
bir kalemin dipnotlarda ayrı olarak sunulması gerekebilir.
Netleştirme
(Mahsup Etme)
İşletme, bir TFRS zorunlu kılmadıkça
veya izin vermedikçe varlıkları ve borçları ya da gelirleri ve giderleri
netleştiremez.
Raporlama
Sıklığı
Bir işletme, tam bir finansal tablolar
setini (karşılaştırılabilir bilgileri içerecek şekilde) en az yılda bir kez
sunmalıdır.
Karşılaştırmalı
Bilgi
Başka
bir TFRS’de aksine bir hüküm bulunmadıkça, işletme cari dönem finansal
tablolarında raporlanan tüm tutarlara ilişkin bir önceki döneme ait
karşılaştırmalı bilgileri sunar. Cari dönemin finansal tablolarının anlaşılması
bakımından gerekli olması durumunda, metinsel ve tanımsal bilgilere ilişkin de
karşılaştırmalı bilgi verir.
İşletme asgari olarak iki finansal durum
tablosu, iki kar veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu, iki ayrı kar veya
zarar tablosu (sunulması durumunda), iki nakit akış tablosu ve iki özkaynaklar
değişim tablosu ve bunlara ilişkin dipnotları sunar.
Sunuluşun
Tutarlılığı
Aşağıdaki
koşullar oluşmadığı sürece, kalemlerin finansal tablolarda sunuluşu ve
sınıflandırılması bir dönemden diğer döneme aynı biçimde sürdürülmelidir:
(a)
İşletme faaliyetlerinin niteliklerinde önemli değişiklikler olmasından veya
finansal tabloların yeniden gözden geçirilmesinden sonra, başka bir sunuluş ve
sınıflandırmanın, TMS 8’in muhasebe politikalarının seçimi ve uygulanması
kriterine göre daha uygun olacağı açık bir biçimde ortadaysa veya
(b)
Bir TFRS’nin sunuluşta bir değişiklik gerektirmesi durumunda.
Not : Azınlık
payı: Bir
bağlı ortaklığın net varlıklarının ve kar veya zararının ana ortaklık
tarafından, doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak, sahip
olunmayan paylara isabet eden kısmını ifade eder.
Finansal
Durum Tablosunda (Bilançoda) yer alacak bilgiler
Finansal
durum tablosu aşağıdaki tutarları gösteren hesap kalemlerini içermek
zorundadır:
(a)
Maddi duran varlıklar,
(b)
Yatırım amaçlı gayrimenkuller,
(c)
Maddi olmayan duran varlıklar,
(d)
Finansal varlıklar ((e), (h) ve (i) şıklarında gösterilenler hariç),
(e)
Özkaynak yöntemine göre muhasebeleştirilen yatırımlar,
(f)
Canlı varlıklar,
(g)
Stoklar,
(h)
Ticari ve diğer alacaklar,
(i)
Nakit ve nakit benzerleri,
(j)
Satılmak üzere elde tutulan varlıkların toplamı ile TFRS 5’e göre satılmak
üzere elde tutulan ve elden çıkarılacaklar grubuna dahil olan varlıkların
toplamı,
(k)
Ticari ve diğer borçlar,
(l) Karşılıklar,
(m) Finansal borçlar ( (k)
ve (l) şıklarında gösterilenler hariç),
(n) TMS 12 “Gelir
Vergileri” Standardında tanımlandığı gibi, dönem vergisiyle ilgili borçlar
ve varlıklar,
(o) TMS 12’de tanımlandığı
gibi, ertelenmiş vergi borçları ve ertelenmiş vergi varlıkları,
(p)
TFRS 5’e göre elden çıkarılacaklar grubuna dahil olan satılmak üzere elde
tutulanlar olarak sınıflandırılan borçlar,
(q) Özkaynaklarda gösterilen
kontrol gücü olmayan paylar (azınlık payları) ve
(r) Ana şirketin ortaklarına
ait çıkarılmış sermaye ve yedekler.
TMS 2
STOKLAR
Bu standardın amacı stoklarla ilgili
muhasebe işlemlerini açıklamaktır. Muhasebede stokların muhasebeleştirilmesi
ile ilgili temel konu, stokların bir varlık olarak muhasebeleştirilmesinde,
kullanılmasında ve elden çıkarılmasında gerçekleşen gelirler ile karşılaştırılacak
olan ilgili maliyetin belirlenmesidir. Bu standart, stok maliyetlerinin, net
gerçekleşebilir değere indirgemeyi de içererek, nasıl saptanacağını ve gidere
dönüşeceğini açıklar. Standart ayrıca stok maliyetlerinin oluşumu, içeriği ile
uygulanacak değerleme yöntemleri hakkında da bilgi verir.
Bu Standart aşağıda
sayılanlar dışındaki tüm stoklar için uygulanır:
(a) İnşaat sözleşmeleri ve
bu sözleşmelerle doğrudan ilişkilendirilebilen hizmet sözleşmeleri
(b) Finansal araçlar
(c) Tarımsal faaliyetler ile
ilgili canlı varlıklar ve hasat zamanındaki tarımsal ürünler
Bu Standart aşağıda
belirtilenler tarafından tutulan stokların ölçümünde kullanılmaz:
(a) Belirli Sektörlerde en
iyi uygulamalar çerçevesinde net gerçekleşebilir değeri ile ölçüldükleri
dikkatle alınarak; tarım ve orman ürünleri, hasat dönemi sonrası tarımsal ürün,
mineral ve mineral ürünler üreticilerinin elinde bulundurdukları stoklar.
(b) Stoklarını rayiç
(gerçeğe uygun) değerlerinden satış giderlerini düşerek saptayan aracıların
elinde bulundurdukları stoklar.
Aşağıdaki terimler bu standartta belirlenen anlamları ile
kullanılırlar:
Stoklar;
(a) İşin normal akışı içinde
( olağan işletme faaliyetleri kapsamında ) satılmak için elde tutulan;
(b) Satılmak üzere
üretilmekte olan ya da
(c) Üretim sürecinde ya da
hizmet sunumunda kullanılacak ilk madde ve malzemeler şeklinde bulunan
varlıklardır.
Net gerçekleşebilir değer;
işin normal akışı içinde, tahmini satış fiyatından, tahmini tamamlanma maliyeti
ve satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri toplamının,
düşürülmesiyle elde edilen tutarı ifade eder.
Gerçeğe
uygun değer; Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan
bir işlemde bir varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde
ödenecek fiyattır.
Stokların Değerlemesi
Stoklar, maliyet ve net gerçekleşebilir
değerin düşük olanı ile değerlenir.
Stokların maliyeti; tüm satın alma
maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve
konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri içerir.
Satın Alma Maliyeti
Stokların satın alma
maliyeti; satın alma fiyatı, ithalat vergileri ve diğer vergiler (firma
tarafından vergi idaresinden iade alınabilecekler hariç) ve nakliye, yükleme
boşaltma maliyetleri ile mamul,
malzeme
ve hizmetlerin elde edilmesiyle doğrudan bağlantısı kurulabilen diğer
maliyetleri içerir. Ticari ıskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma
maliyetinin belirlenmesinde indirim konusu yapılır.
Dönüştürme Maliyetleri
Stokların dönüştürme maliyetleri; direkt
işçilik giderleri gibi, üretimle doğrudan ilişkili maliyetleri kapsar. Bu
maliyetler ayrıca ilk madde ve malzemenin mamule dönüştürülmesinde katlanılan
sabit ve değişken genel üretim giderlerinden sistematik bir şekilde dağıtılan
tutarları da içerir. Sabit genel üretim maliyetlerinin dönüştürme maliyetlerine
dağıtımı, üretim faaliyetlerinin normal kapasitede olacağı varsayımına dayanır.
Normal kapasite, planlanan bakım-onarım çalışmalarından kaynaklanacak kapasite
düşüklüğü de dikkate alınarak, normal koşullarda bir veya birkaç dönem veya
sezonda elde edilmesi beklenen ortalama üretim miktarıdır.
Stokların maliyetine
alınmayan ve oluştukları dönemin gideri olarak kabul edilen giderlere ilişkin
örnekler şöyledir:
(a) Normalin üstünde
gerçekleşen, ilk madde ve malzeme (fire ve kayıplar), işçilik ve diğer üretim
maliyetleri
(b) Bir sonraki üretim
aşaması için zorunlu olanlar dışındaki depolama giderleri
(c) Stokların bulunduğu
konum ve duruma gelmesinde katkısı olmayan genel yönetim giderleri ve
(d) Satış giderleri.
Stok
Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri
Normal
şartlarda birbirleri ile ikame edilemeyen stok kalemleri ile özel projeler için
üretilen veya satın alınan mal veya hizmetlerin maliyeti, her bir varlığa
ilişkin özel maliyeti dikkate alınarak belirlenir (Gerçek parti maliyet
yöntemi).
özel maliyet yöntemi (gerçek parti maliyet yöntemi) genellikle
birbirleri ile ikame edilebilen büyük miktardaki kalemlerden oluşan stoklar
için uygun bir maliyet hesaplama yöntemi değildir.
Yukarıda belirtilenler dışında kalan
stokların maliyeti, ilk giren ilk çıkar (FİFO) veya ağırlıklı ortalama maliyet
yöntemlerinden (formüllerinden) biri uygulanarak belirlenir.
Finansal
tablo dipnotlarında aşağıdaki hususlar açıklanır:
(a) Stokların değerlemesinde
benimsenen muhasebe politikaları, kullanılan maliyet hesaplama yöntemleri
(b) Stokların toplam kayıtlı
değerleri ve stokların işletmeye uygun şekilde sınıflandırılmış bazda ayrı ayrı
tutarları;
(c) Gerçeğe uygun
değerlerinden satış için katlanılan maliyetler düşüldükten sonraki değerle
izlenen stokların finansal tablolardaki tutarı
(d) Dönem içinde gider
kaydedilen stokların tutarı;
(e) dönem içinde gider
kaydedilerek kayıttan düşülen stoklar;
(f) dönem içinde gider kaydedilerek kayıttan
düşülen stokların iptali;
(g) gider kaydedilerek
kayıttan düşülen stokların iptaline neden olan olaylar veya koşullar ve
(h) Yükümlülükler için
teminat olarak gösterilen stokların kayıtlı değeri
TMS 7
NAKİT AKIŞ TABLOLARI
Bu Standardın amacı, işletme, yatırım ve
finansman faaliyetlerinden dönem buyunca elde edilen nakit akışlarını
sınıflandıran nakit akış tablosu vasıtasıyla, bir işletmenin nakit ve nakit
benzerlerindeki tarihi değişikliklere ilişkin bilgi sağlaması hususunu
düzenlemektedir.
Tanımlar
Nakit:
İşletmedeki
nakit ile vadesiz mevduatı,
Nakit
benzeri: Tutarı
belirli bir nakde kolayca çevrilebilen kısa vadeli ve yüksek likiditeye sahip
ve değerindeki değişim riski önemsiz olan yatırımları,
Nakit
akışları: Nakit
ve nakit benzerlerinin giriş ve çıkışlarını,
İşletme faaliyetleri: Bir işletmenin
ana gelir getirici faaliyetleri ile yatırım ve finansman faaliyeti olmayan
diğer faaliyetleri,
Yatırım
faaliyetleri: Uzun
vadeli varlıkların ve nakit benzerleri içerisinde yer almayan diğer
yatırımların elde edilmesi ve elden çıkarılmasına ilişkin faaliyetleri,
Finansman faaliyetleri: öz kaynaklar (Öz
sermaye) ile yabancı kaynakların (borçlanmaların) yapısında ve tutarında
değişiklik meydana getiren faaliyetleri, ifade eder.
İşletme faaliyetleri
İşletme faaliyetlerinden
kaynaklanan nakit akışları, genellikle işletmenin ana gelir getirici
faaliyetleriyle ilgili olup, net karın veya zararın belirlenmesinde yer alan
işlem ve olaylardan kaynaklanır. İşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışlarına
ait örnekler aşağıda verilmiştir.
(a) Satılan mallardan ve
verilen hizmetlerden (satışlardan) elde edilen nakit girişleri
(b) Royalti, ücret, komisyon
ve diğer hasılatla ilgili nakit girişleri,
(c) Mal ve hizmetler için
yapılan ödemelerden kaynaklanan nakit çıkışları,
(d) Çalışanlara ve
çalışanlar adına yapılan ödemelerden kaynaklanan nakit çıkışları,
(e) Sigorta şirketlerinin
aldığı veya ödediği primler, tazminatlar, yıllık ödemeler ve poliçeyle ilgili
diğer yükümlülükler nedeniyle oluşan nakit giriş ve çıkışları,
(f) Finansman veya yatırım
faaliyeti ile doğrudan ilgili olmadığı sürece kurum kazancı üzerinden
hesaplanan diğer vergiler ile ilgili nakit çıkışları veya söz konusu vergiler
kapsamında alınan vergi iadeleri ile ilgili nakit girişleri,
(g) Alım satım amaçlı elde
bulundurulan sözleşmelerle ilgili nakit girişleri ve çıkışları.
Not : Royalti:
Bir lisans veya ticari marka sahibinin sahip olduğu hakları bir başkasına
devretmesi karşılığı aldığı bedeldir. Kiralanarak veya üretim birimi üzerinden
verilebilir.
Yatırım
Faaliyetleri
Yatırım
faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışlarına ilişkin örnekler aşağıdaki
gibidir:
(a)
Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun vadeli varlıkların alımı
ile ilgili nakit çıkışları.
(b)
Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun vadeli varlıkların satışı
ile ilgili nakit girişleri;
(
c ) başka bir işletmeye iştirak etmek veya o işletmenin borçlanma aracını satın
almak için ve müşterek yönetime tabi teşebbüse(İş ortaklığına) katılmak için
yapılan nakit çıkışları;
(d)
başka bir işletmenin hisse senedinin veya borçlanma aracının veya işletmenin
bir müşterek yönetime tabi teşebbüsteki(İş ortaklıklarındaki) payının satılması
sonucu elde edilen nakit girişleri;
(
e ) işletmeler tarafından üçüncü kişilere verilen avans ve borçlara ilişkin
nakit çıkışları;
(f)
işletmelerin üçüncü kişilere verdikleri avans, kredilerden yapılan tahsilatlar,
(g)
vadeli işlem veya forward sözleşmesi, opsiyon sözleşmeleri ve swap
sözleşmelerine ilişkin nakit giriş ve çıkışları.
Forward Sözleşmesi: Forward
sözleşmeleri, belirli bir varlığın (emtia, döviz, menkul kıymet, altın vb.)
önceden belirlenmiş bir fiyat ve miktar üzerinden gelecekteki bir tarihte alımı
veya satımını öngören sözleşmelerdir. Forward sözleşmeler, tarihte ilk
rastlanan vadeli sözleşmelerdir.
Swap Sözleşmeleri: Swap, kelime
anlamı olarak değişim veya takas anlamına gelir. Swap, vadeli döviz
piyasalarındaki kur dalgalanmalarından doğan kur riskini minimize etmekte
kullanılan en gelişmiş yöntemlerin başında gelmektedir.
Finansman
faaliyetleri
Finansman
faaliyetlerine ilişkin nakit akışları örneklerine aşağıda yer verilmiştir:
(a) Hisse senedi
ve diğer öz sermaye araçlarının ihracından sağlanan nakit girişleri,
(b) Sermayenin azaltılması veya işletmenin kendi hisse senetlerini
almasıyla ilgili nakit çıkışları,
(c) Borçlanma araçları ihracı ve diğer uzun ve kısa vadeli
krediler ile sağlanan nakit girişleri,
(d) Borç ödemelerine ilişkin nakit çıkışları,
(e)
Finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan borç ödemelerine ilişkin nakit
çıkışları.
İşletme
faaliyetlerinden sağlanan nakit akışlarının raporlanması
İşletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışları aşağıdaki yöntemlere
göre raporlanabilir.
(a) Brüt nakit girişleri ve brüt nakit çıkışlarına ait ana
grupların belirtildiği Brüt (Dolaysız) yönteme* göre veya
(b)
Net kar/zararın, gayri nakdi işlemlerin, geçmiş veya gelecek işlemlerle ilgili
nakit giriş veya çıkışları tahakkuklarının veya ertelemelerinin ve yatırım veya
finansman faaliyetleriyle ilgili nakit akışlarına ilişkin gelir veya gider
kalemlerinin etkilerine göre düzeltildiği net (dolaylı) yönteme göre.
TMS
8
MUHASEBE
POLİTİKALARI, MUHASEBE TAHMİNLERİNDE DEĞİŞİKLİKLER VE HATALAR
Bu
standardın amacı; muhasebe politikalarının seçilmesine ve değiştirilmesine
ilişkin kriterleri belirlemek ve muhasebe politikalarında ve tahminlerinde
meydana gelen değişikliklerin ve hataların düzeltilmesine ilişkin
muhasebeleştirme ve açıklama esaslarını düzenlemektir. Standart, işletmenin
finansal tablolarının geçerlilik ve güvenilirliğini artırmayı ve işletmenin
önceki dönemlerin finansal tablolarıyla ve diğer işletmelerin finansal
tablolarıyla karşılaştırılabilirliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
Bu standartta geçen
terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Muhasebe politikaları; finansal
tabloların hazırlanmasında ve sunulmasında işletmeler tarafından kullanılan
belirli ilkeler, esaslar, gelenekler, kurallar ve uygulamalardır.
Muhasebe tahminlerindeki
değişiklik; bir varlık veya yabancı kaynağın defter değerinin veya bunların
cari durumunun saptanmasından ve gelecekte beklenen fayda ve yükümlülüklerinin
değerlendirilmesinden kaynaklanan, dönemsel kullanım tutarının değişimi nedeni
ile yapılması gereken düzeltmelerdir. Muhasebe tahminlerindeki değişiklikler,
yeni bir bilgiden veya gelişmeden kaynaklanır, dolayısıyla, hataların
düzeltilmesi anlamına gelmez.
Türkiye Finansal Raporlama
Standartları (TFRS); Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu’nun(TMSK) benimsediği
standartları ve yorumları içermektedir. Bunlar;
(a) Türkiye Finansal
Raporlama Standartları’nı,
(b) Türkiye Muhasebe
Standartları’nı ve
(c) Yorumları’nı
içermektedir.
Geçmiş
dönem hataları; İşletmenin
bir veya daha önceki finansal tablolarında, güvenilir bilgiyi kullanmaması veya
yanlış kullanması sonucu ortaya çıkan aşağıda sıralanan, ihmaller veya yanlış
bilgilendirmelerdir. Güvenilir bilgi;
(a)
Finansal tabloların onaylanması sırasında mevcut olan ve
(b)
Finansal tabloların hazırlanması ve sunulması esnasında elde edilebilir olması
ve dikkate alınmış olması beklenen bir bilgi olmalıdır.
Geriye
dönük uygulama; yeni
bir muhasebe politikasının işlemlere, olaylara ve koşullara, söz konusu
politika hep kullanımdaymış gibi uygulanmasıdır.
Geriye
dönük yeniden düzenleme; geçmiş dönem hatalarının düzeltilerek, düzeltilmiş
tutarların finansal tablolarda hiç hata olmamış gibi yer alması, ölçülmesi ve
açıklanmasıdır.,
Muhasebe
Tahminlerindeki Değişiklikler
Birçok finansal tablo
kalemleri, işletme faaliyetlerindeki mevcut belirsizlikler nedeniyle tam olarak
ölçülemez, ancak tahmin edilebilirler. Tahminler en güncel ve güvenilir
bilgilere dayanılarak yapılır. Örneğin;
(a) Şüpheli alacaklar,
(b) Kullanımdan kalkmış
stoklar,
(c) Finansal varlıkların
veya yükümlülüklerin gerçeğe uygun değerleri,
(d) Amortismana tabi
varlıkların faydalı ömürleri ya da gelecekteki ekonomik faydalarının beklenen
yararlanma şekilleri,
(e) Garanti yükümlülükleri
hakkında tahminler yapmak gerekebilir.
Makul tahminlerin kullanılması, finansal tabloların
düzenlenmesinde vazgeçilmez bir unsurdur ve bu durum finansal tabloların
güvenilirliğini olumsuz yönde etkilemez.
TMS 10
RAPORLAMA DÖNEMİNDEN
(BİLANÇO TARİHİNDEN) SONRAKİ OLAYLAR
Bu standardın amacı;
(a) Bir işletmenin,
raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ortaya çıkan olaylar
nedeniyle finansal tablolarında hangi durumlarda düzeltme gerekeceğini ve
(b) Finansal tabloların
yayımı için onayın verildiği tarih hakkında ve raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) sonraki olaylarla ilgili finansal tablolarda açıklanması
gereken bilgileri belirlemektir.
Finansal
Tabloya Alınma ve Değerleme Esasları
Raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) sonraki düzeltme gerektiren olaylar
(a) İşletmenin raporlama dönemi sonu (bilanço
tarihi) itibariyle bir borcunun bulunduğunu teyit eden, raporlama
döneminden (bilanço tarihinden) sonra sonuçlanmış bir dava ile ilgili
olarak; daha önce finansal tablolara alınan karşılık tutarları
(b) Raporlama dönemi sonu (bilanço
tarihi) itibariyle bir varlığın değerinde düşüklük olduğuna veya daha önce
finansal tablolara alınan değer düşüklüğü tutarının düzeltilmesi gerektiğine dair
bir bilginin raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ortaya
çıkması halinde;
(c) Raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) önce satın alınan varlıkların maliyetlerinin veya satılan
varlıklardan elde edilen gelirlerin, raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) sonra belirli hale gelmesi düzeltme gerektirir.
(d) Raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) önceki olaylar nedeniyle, kardan pay veya ikramiye gibi
raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) itibarıyla hukuki veya zımni
kabule dayalı bir borcun 4
olduğu
durumlarda, ikramiye veya kardan payın raporlama döneminden (bilanço
tarihinden) sonra belirli hale gelmesi düzeltme gerektirir.
(e) Finansal tabloların gerçeğe uygun
olmadığını gösteren hata ve hilelerin ortaya çıkarılması düzeltme gerektirir.
Temettüler
Hisse senedi sahiplerine;
(TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum’ daki tanımlar uyarınca) ödeneceği raporlama
döneminden (bilanço tarihinden) sonra ilan edilen temettüler ile ilgili
olarak, raporlama dönemi sonunda (bilanço tarihinde) işletmelerce
herhangi bir yükümlülük finansal tablolara alınmaz.
Ödeneceği, raporlama
döneminden (bilanço tarihinden) sonra, ancak finansal tabloların yayımı için
onay verilen tarihten önce ilan edilen temettüler (örneğin; temettülerin
onaylanması ve dolayısıyla artık işletmenin isteğine bağlı olmaması durumunda);
söz konusu zamanda herhangi bir yükümlülük bulunmadığından yükümlülük olarak
finansal tablolara alınmaz. Bu tür temettüler, “TMS 1 Finansal Tabloların
Sunuluşu” Standardı uyarınca dipnotlarda açıklanır
TMS 12
GELİR VERGİLERİ
Bu Standardın amacı; gelir vergilerinin (kurum
kazancı üzerinden hesaplanan vergilerin) muhasebeleştirilmesini
düzenlemektir.
Bu Standart gelir vergilerinin
muhasebeleştirilmesinde uygulanır.
Bu Standartta geçen
terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Muhasebe kârı (muhasebe
zararı): Vergi gideri öncesi dönem kârını (zararını) ifade eder.
Vergiye tabi kâr (mali
zarar): Vergi otoriteleri tarafından konulan kurallara göre bir hesap
dönemi için tespit edilen ve üzerinden vergi ödenen (vergi geri kazanımı
sağlayan) kârı (zararı) ifade eder.
Vergi gideri (vergi geliri):
Dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve
ertelenmiş vergi açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder.
Dönem vergisi: Vergiye
tabi kâr (mali zarar) açısından o döneme ait ödenecek gelir vergisini (geri
kazanılacak gelir vergisini) ifade eder.
Ertelenmiş vergi borçları: Vergiye
tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek gelir vergilerini ifade
eder.
Ertelenmiş vergi varlıkları:
Aşağıdaki durumlarda gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan
gelir vergisi tutarlarını ifade eder:
(a) İndirilebilir geçici
farklar;
(b) Gelecek dönemlere
devreden kullanılmamış mali zararlar ve
(c) Gelecek dönemlere
devreden kullanılmamış vergi avantajları.
Geçici farklar: Bir
varlığın veya borcun finansal durum tablosundaki (bilançodaki) defter
değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler arasındaki farkları
ifade eder. Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir:
(a) Vergiye tabi geçici
farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o
dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar
oluştururlar; ya da
(b) İndirilebilir geçici
farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o
dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından
indirilebilir tutarlardır.
Vergiye esas değer: Bir
varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade eder.
Vergi gideri (vergi geliri),
dönem vergi gideri (dönem vergi geliri) ile ertelenmiş vergi gideri (ertelenmiş
vergi geliri) toplamından oluşur.
Vergiye
esas değer
Bir
varlığın vergiye esas değeri, işletmenin gelecekte söz konusu varlığın defter
değeri tutarında sağlayacağı vergiye tabi ekonomik yarardan vergisel açıdan
gider olarak indirilebilecek olan tutarı ifade eder. Eğer ilerideki ekonomik
faydalar vergiye tabi olmayacaksa, anılan varlığın vergiye esas değeri defter
değerine eşittir.
Örnekler :
1. Bir
makinenin maliyeti 100
TL’dir. Vergi açısından
içinde bulunulan dönemde
ve önceki dönemlerde ayrılan
amortisman tutarı 30
TL’dir. Makinenin kalan
maliyeti gelecek dönemlerde ya
amortisman ayırmak suretiyle
ya da satış
sırasında kalan maliyet
olarak düşülebilecektir. Bu makineyi
kullanarak elde edilen
gelir vergiye tabidir,
satış sonucu oluşan kâr
da vergiye tabidir.
Satışın zararla sonuçlanmasında da
zarar vergi açısından indirilebilir durumdadır.
Halihazırda makinenin vergiye esas değeri 70 TL’dir.
2. Tahakkuk
ettirilmiş olan faiz
alacaklarının defter değeri
100 TL’dir. Bununla
ilgili faiz gelirleri nakit
esasına göre vergiye tabi olacaktır. Bu durumda faiz alacaklarının vergiye esas
değeri sıfırdır. (Tahakkuk ettirilen fakat daha sonra tahsil edilecek olan
gelir, tahsil edildiğinde gelir vergisine tabi olur. )
3. Satışlardan
alacakların defter değeri
100 TL’dir. İlgili
satış geliri vergiye
tabi kârın (mali zararın) tespitinde dikkate alınmıştır.
Alacakların vergiye esas değeri 100 TL’dir.
4. Bir
bağlı ortaklıktan tahsil
edilecek temettünün defter
değeri 100 TL’dir.
Temettü geliri işletmede vergiye
tabi değildir. Esas
olarak bu varlığın
değerinin tamamı gelir
olarak muhasebeleştirilmiş olan ekonomik
yarardan indirilebilir durumdadır. Sonuç olarak temettü alacaklarının
vergiye esas olan değeri 100 TL’dir.
5. Finansal alacak olarak muhasebeleştirilmiş
olan verilmiş bir borcun defter değeri 100 TL’dir.
TMS 16
MADDİ DURAN VARLIKLAR
Bu Standardın amacı, finansal tablo
kullanıcılarının işletmenin maddi duran varlıklardaki yatırımını ve bu
yatırımdaki değişimleri belirleyebilmelerini sağlayan maddi duran varlıklarla
ilgili muhasebe işlemlerini düzenlemektir.
Bu Standart aşağıda
belirtilen varlıkların muhasebeleştirilmesinde uygulanmaz:
(a) “TFRS 5 Satış Amaçlı
Elde Tutulan Maddi Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler” Standardı
uyarınca satış amaçlı elde tutulan varlık olarak sınıflandırılmış olan maddi
duran varlıklar.
(b) Taşıyıcı bitkiler
dışındaki tarımsal faaliyetlerle ilgili canlı varlıklar (bkz. TMS 41 Tarımsal
Faaliyetler). Bu Standart taşıyıcı bitkilere uygulanır ancak taşıyıcı
bitkilerin ürünlerine uygulanmaz.
(c) Madenlere ilişkin arama,
hazırlık, çıkarma ve değerlendirme harcamalarının/varlıklarının
muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesi (bkz: “TFRS 6 Maden Kaynaklarının
Araştırılması ve Değerlendirilmesi” Standardı).
(d) Petrol, doğal gaz ve
benzer nitelikli yenilenebilir olmayan doğal kaynaklar gibi madenler üzerindeki
haklar ve madeni kaynaklar.
Ancak, bu Standart (b) - (d)
arasında tanımlanan varlıkların geliştirilmesi ya da korunmasında kullanılan
maddi duran varlıklar için uygulanır.
Bu Standartta geçen
terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Taşıyıcı bitki: Aşağıdaki
özelliklere sahip yaşayan bir bitkidir:
(a) Tarımsal ürünlerin
üretimi veya temini için kullanılması,
(b) Bir dönemden fazla ürün
vermesinin beklenmesi ve
(c) Önemsiz kalıntı
satışları dışında tarımsal ürün olarak satılma olasılığının çok düşük olması.
(TMS 41’in 5A-5B paragrafları taşıyıcı bitki tanımına ilişkin detaylı bilgi
içerir.)
Defter değeri: Bir
varlığın birikmiş amortisman ve birikmiş değer düşüklüğü zararları
indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır.
Maliyet: Bir
varlığın elde edilmesinde veya inşaatında ödenen nakit veya nakit benzerlerini
veya verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda,
(diğer TFRS‘lerin özel hükümleri uyarınca) ilk muhasebeleştirme sırasında
ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder. (örnek TFRS 2 Hisse Bazlı Ödemeler)
Amortismana tabi tutar: Bir
varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı
değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.
Amortisman: Bir
varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak
dağıtılmasını ifade eder.
İşletmeye özgü değer : Bir
işletmenin bir varlığın devamlı kullanımından ve yararlı ömrünün sonunda elden
çıkarıldığında elde edilmesi beklenen veya bir yükümlülüğün karşılanmasında
oluşması beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder.
Gerçeğe uygun değer: Piyasa
katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde bir
varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek fiyattır.
Değer düşüklüğü zararı : Bir
varlığın defter değerinin geri kazanabilir tutarını aşan kısmını ifade eder.
Maddi duran varlıklar:
(a)
Mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek
veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan ve
(b) Bir dönemden daha fazla
kullanımı öngörülen,fiziki kalemlerdir.
Geri kazanılabilir tutar: Bir
varlığın gerçeğe uygun değerinden satış giderleri çıkarılarak bulunan değeri
ile kullanım değerinden büyük olanıdır.
Bir varlığın kalıntı değeri:
Bir varlık tahmin edilen yararlı ömrünün sonundaki durum ve yaşına
ulaştığında elden çıkarılması sonucu elde edilmesi beklenen tutardan, elden
çıkarmanın tahmini maliyetleri düşülerek ulaşılan tahmini tutardır.
Yararlı ömür:
(a) Bir varlığın işletme
tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi veya
(b) İşletme tarafından
ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim
birimini ifade eder.
Maliyet
unsurları
Bir
maddi duran varlık kaleminin maliyeti aşağıdaki unsurları içerir:
(a)
İndirimler ve ticari iskontolar düşüldükten sonra, ithalat vergileri ve iade
edilmeyen alış vergileri dahil, satın alma fiyatı.
(b)
Varlığın yerleştirileceği yere ve yönetim tarafından amaçlanan koşullarda
çalışabilmesini sağlayacak duruma getirilmesine ilişkin her türlü maliyet.
(c)
Maddi duran varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği alanın
restorasyonuna ilişkin tahmini maliyeti, işletmenin ilgili kalemin elde edilmesi
ya da stok üretimi dışında bir amaçla belirli bir süre kullanımı sonucunda
katlandığı yükümlülük.
Doğrudan
ilgili varlığa atfedilebilir maliyetler aşağıda belirtilmiştir:
(a)
Doğrudan maddi duran varlık kaleminin elde edilmesiyle veya inşaatıyla ilgili
çalışanlara sağlanan faydalardan kaynaklanan maliyetler (“TMS 19 Çalışanlara
Sağlanan Faydalar” Standardında belirtildiği şekilde)
(b)
Yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler;
(c)
İlk teslimata ilişkin maliyetler;
(d)
Kurulum ve montaj maliyetleri;
(e) Varlığın uygun şekilde çalışıp
çalışmadığına dair yapılan test maliyetlerinden, varlığı gerekli yer ve duruma
getirirken üretilen kalemlerin satışından elde edilen net hasılat düşüldükten
sonra kalan
tutar (teçhizatın denenmesi sırasında üretilen örnekler gibi) ve
(f) Mesleki ücretler.
Belirli bir dönemde stok üretiminde kullanılan
bir maddi duran varlık kaleminin sökülmesi ve taşınması ile, ilgili varlığın
üzerinde kullanıldığı yerin restorasyonuna ilişkin katlanılan maliyetlere “TMS
2 Stoklar” Standardı hükümleri uygulanır. TMS 2 ve TMS 16 kapsamında
maliyetlerle ilgili muhasebeleştirilen yükümlülükler “TMS 37 Karşılıklar,
Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar” Standardı çerçevesinde ölçülür ve
finansal tablolara yansıtılır.
Bir maddi duran varlık kaleminin
maliyetine girmeyen maliyet unsuru örneklerine aşağıda yer verilmiştir:
(a) Yeni bir tesis
açılmasının maliyetleri;
(b) Yeni bir ürün veya
hizmetin tanıtılmasına ilişkin maliyetler (reklam ve tanıtım harcamaları
dahil);
(c) Yeni bir yerde veya yeni
bir müşteri kitlesiyle iş yapmak amacıyla katlanılan maliyetler (personel
eğitim masrafları dahil) ve
(d) Yönetim giderleri ve
diğer genel giderler.
TMS 17
KİRALAMA İŞLEMLERİ
Bu Standardın amacı; gerçekleştirilen
kiralama işlemlerine ilişkin olarak kiracı ve kiraya veren tarafından
uygulanması gereken muhasebe politikalarını ve yapılacak açıklamaları
belirlemektir.
Bu Standart, aşağıda yer alanlar hariç olmak üzere her çeşit
kiralama işleminin muhasebeleştirilmesinde kullanılır:
(a) Maden, petrol, doğalgaz
ve benzeri yeniden teşekkülü mümkün olmayan kaynakların araştırılması ve
kullanılmasına ilişkin kiralama işlemleri ve
(b) Sinema filmleri,
videokasetler, oyunlar, el yazıları, patentler ve telif hakları gibi hak ve
ürünlerin lisans anlaşmaları.
Ancak, bu Standart aşağıda
yer alan varlıkların ölçülmesinde kullanılmaz:
(a) Kiracıları tarafından
yatırım amaçlı olarak elde tutulan gayrimenkuller (bakınız: TMS 40 Yatırım
Amaçlı Gayrimenkuller);
(b) Kiraya verenlerin
faaliyet kiralaması çerçevesinde kiraya verdikleri yatırım amaçlı
gayrimenkuller (bakınız: TMS 40);
(c) Kiracıları tarafından
finansal kiralama çerçevesinde elde tutulan TMS 41 Tarımsal Faaliyetler Standardı
kapsamındaki canlı varlıklar veya
(d) Kiraya verenleri
tarafından faaliyet kiralaması çerçevesinde kiraya verilen TMS 41 kapsamındaki
canlı varlıklar.
Bu Standartta geçen
terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Kiralama: Kiraya
verenin bir varlığın kullanım hakkını, bir ödeme veya ödeme planı karşılığında,
taraflarca kararlaştırılmış bir zaman süresince kiracıya devrettiği
sözleşmedir.
Finansal kiralama: Bir
varlığın mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan her türlü risk ve yararların
devredildiği sözleşmedir. Sözleşme süresi sonunda, mülkiyet devrediledebilir
veya devredilmeyedebilir.
Faaliyet kiralaması: Finansal
kiralama dışındaki kiralamadır.
İptal edilemeyen kiralama: Yalnızca
aşağıdaki koşullardan herhangi birinin gerçekleşmesi durumunda iptal edilebilen
kiralamalar, iptal edilemeyen kiralamadır:
(a) Meydana gelme olasılığı
oldukça düşük bir koşulun gerçekleşmiş olması;
(b) Kiraya verenin rızasının
bulunması;
(c) Kiracının kiralama
konusu varlıkla aynı veya eşit türden bir varlığı aynı kiraya verenden
kiralaması veya
(d) Sözleşmenin başlangıcı
itibariyle; sözleşmenin iptali için ilgili sözleşmenin iptalini caydıracak
miktarda ek bir ödemenin yapılmasının gerekmesi.
Kiralama sözleşmesinin
başlangıcı: Sözleşme tarihinden veya tarafların kiralamanın temel koşullarına
ilişkin taahhütte bulundukları tarihten erken olanıdır. Bu tarih itibariyle:
(a) Kiralama işlemleri
faaliyet kiralaması veya finansal kiralama olarak sınıflandırılır ve
(b) İşlemin finansal
kiralama olarak sınıflandırılması durumunda, kiralama süresinin başlangıcında
muhasebeleştirilmesi gereken tutarlar belirlenir.
Kiralama süresinin
başlangıcı: Kiracının kiralamış olduğu varlığı kullanma hakkını kazandığı
tarihtir. Söz konusu tarih, kiralama sözleşmesinin ilk kez muhasebeleştirildiği
tarihi ifade eder (örneğin, kiralama işleminden kaynaklanan varlık, borç, gelir
ve giderlerin muhasebeleştirilmesi).
Kiralama süresi: Sözleşmede
belirtilen iptal edilemeyen kiralama süresidir. Ancak, kiralama sözleşmesinin
başlangıcında kiracıya sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde bedelli veya
bedelsiz olarak süre uzatımı hakkı tanınmış ve kiralama sözleşmesinin
başlangıcında kiracının bu hakkı kullanacağı neredeyse kesin ise, bu ilave süre
de kiralama süresi içinde değerlendirilir.
Asgari kira ödemeleri: Kiracının
kiralama süresince aşağıdakilerle birlikte; koşullu kira, hizmet maliyetleri
ile vergiler gibi kiraya veren tarafından ödenen ve kiraya verene tazmin
edilenler hariç, ödemek zorunda olduğu veya ödemesi gerekebilecek tutarları
ifade eder:
(a) Kiracı açısından,
kiracının kendisi veya kiracı ile ilişkili diğer bir tarafça garanti edilen
tutarlar; veya
(b) Kiraya veren açısından,
kendisine aşağıda yer alanlar tarafından garanti edilmiş kalıntı değer:
(i) Kiracı;
(ii) Kiracıyla ilişkili diğer bir taraf veya
(iii) Garanti altındaki yükümlülükleri karşılamaya yetecek
finansal güce sahip olan ve kiraya verenle herhangi bir ilişkisi bulunmayan
üçüncü bir taraf.
Ancak, kiracının ilgili
varlığı opsiyonun kullanılabilir olduğu tarihteki gerçeğe uygun değerinden
önemli ölçüde düşük olması beklenen bir fiyattan satın alma opsiyonu bulunması
durumunda; ilgili opsiyon kiracı tarafından kullanılacağından, kiralama
sözleşmesinin başlangıcı itibariyle asgari kira ödemeleri, söz konusu satın
alma opsiyonunun beklenen kullanılma tarihine kadar kiralama süresi boyunca
yapılacak asgari ödemeleri ve ilgili opsiyonun kullanımına ilişkin diğer
ödemeleri içerir.
Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı
pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el
değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken
tutardır.
Yararlı ekonomik ömür:
(a) Bir varlığın bir veya
daha fazla kullanıcı tarafından ekonomik olarak kullanılacağı tahmin edilen
süreyi veya
(b) Bir veya daha fazla
kullanıcı tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya
benzeri üretim birimini ifade eder.
Yararlı ömür: Kiralama
süresinin başlangıcından itibaren ve kiralama süresiyle sınırlı olmaksızın, bir
varlığın işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen tahmini süredir.
TMS 18
HASILAT
Amaç
Gelir;
Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma
Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçevede,
hesap dönemi boyunca, sermayedarların katkılarıyla ilgili olanlar
dışındaki nakit girişleri veya varlıklardaki artışlar veya
borçlardaki azalışlar olarak
özkaynaklarda artışa neden
olan ekonomik faydalardaki artışlar olarak
tanımlanmıştır. Gelirin tanımı
hasılatın ve kazancın
ikisini birden içerir.
Hasılat işletmenin olağan faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan gelirdir
ve satışlar, ücretler, faiz, temett ü ve isim hakları gibi çeşitli adlar taşır.
Bu Standardın amacı; belirli tipteki işlemlerden ve olaylardan elde edilen
hasılat ile ilgili muhasebe işlemlerini açıklamaktır.
Hasılatın muhasebeleştirilmesine ilişkin
ilk konu, hasılatın
ne zaman muhasebeleştirileceğinin belirlenmesidir.
Hasılat; gelecekteki ekonomik faydaların işletmeye girmelerinin olası oldukları ve söz konusu
faydalar güvenilir olarak ölçülebildikleri durumlarda muhasebeleştirilir. Bu
Standart, söz konusu kriterlerin karşılandığı
ve neticesinde hasılatın
muhasebeleştirildiği
durumları açıklar.
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Hasılat: Ortakların sermayeye katkıları dışında,
özkaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem
içindeki
olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır.
Gerçeğe
uygun değer:
Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde
bir
varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek fiyattır.
Hasılat alınan veya alınacak olan
bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.
Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki
tüm koşullar yerine geldiğinde finansal tablolara yansıtılır.
(a)
İşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri
alıcıya devretmiş olması;
(b)
İşletmenin satılan mallar
üzerinde etkin bir
kontrolü veya sahipliğin
genel olarak gerektirdiği
şekilde
bir yönetim etkinliğini sürdürmemesi;
(c)
Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi;
(d)
İşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin muhtemel
olması;
(e)
İşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir
biçimde ölçülebilmesi.
TMS 19
ÇALIŞANLARA SAĞLANAN
FAYDALAR
Bu Standart uyarınca işletmenin;
(a)
Çalışana, sunduğu hizmet karşılığında gelecekte ödeyeceği faydalara
ilişkin bir borcu,
(b)
Sağlanan faydalar karşılığında
çalışanın sunduğu hizmetten
elde edilen ekonomik faydayı
işletme tükettiğinde ise bir gideri, muhasebeleştirmesi gerekir.
Çalışanlara sağlanan faydalar aşağıdakileri
içerir:
(a)
Sağlanacak faydanın tamamının,
hizmetin sunulduğu yıllık
raporlama dönemini takip eden
on iki ay içinde
yerine getirilmesinin beklendiği
çalışanlara sağlanan aşağıdakiler gibi kısa vadeli faydalar:
(i)
Ücretler, maaşlar ve sosyal güvenlik katkıları,
(ii)
Ücretli yıllık izin ve ücretli hastalık izni,
(iii)
Kârdan pay verilmesi ve primler ile
(iv)
Mevcut çalışanlar için
sağlanan parasal olmayan
faydalar (sağlık yardımı, lojman,
araç, ücretsiz veya indirimli
olarak verilen mal
veya hizmetler gibi).
(b)
İş ilişkisi sonrasında sağlanan aşağıdakiler gibi faydalar:
(i)
Emeklilik faydaları (örneğin,
emeklilik maaşı ve
emeklilik ikramiyesi) ve
(ii)
İş ilişkisi sonrasında sağlanan hayat sigortası ve sağlık yardımı gibi
diğer faydalar.
(c)
Çalışanlara sağlanan aşağıdakiler gibi diğer uzun vadeli faydalar:
(i)
Kıdeme bağlı izinler veya özel izin gibi uzun vadeli ücretli izinler,
(ii)
Jübile veya kıdeme bağlı diğer faydalar ve
(iii)
Uzun süreli iş göremezlik nedeniyle sağlanan faydalar.
(d)
İş ilişkisinin sona erdirilmesinden dolayı sağlanan faydalar.
TMS 20
DEVLET TEŞVİKLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE DEVLET YARDIMLARININ AÇIKLANMASI
Bu Standartta
geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Devlet: Devleti,
devlet organlarını ve yerel, ulusal veya uluslararası benzer kuruluşları ifade
eder.
Devlet yardımı:
Belirli koşulları yerine
getiren bir işletme
veya işletmeler grubuna
bir ekonomik
fayda sağlamak
üzere devlet tarafından
yapılan faaliyetlerdir. Bu Standart kapsamındaki
devlet yardımları;
gelişmekte olan bölgelerde
altyapı sağlanması veya
rakipler üzerine ticari
kısıtlamalar getirilmesi gibigenel ticaret koşullarını etkilemek
suretiyle sadece dolaylı olarak sağlanan faydaları içermez.
Devlet teşvikleri:
İşletmenin faaliyet konuları
ile ilgili belirli
koşulların geçmişte veya
gelecekte
yerine getirilmesi karşılığında
işletmeye kaynak transferi şeklindeki devlet yardımlarıdır. Bu teşvikler, bir
değer atfedilemeyen devlet yardımlarını ve işletmenin normal ticari işlemlerinden
ayırt edilemeyen devlet ile yaptığı işlemleri kapsamaz.
Varlıklara ilişkin teşvikler: Teşvike hak kazanan işletme tarafından duran
varlık satın almanın, inşa etmenin veya edinmenin ilk koşul olduğu devlet
teşvikleridir. Bu tür devlet teşviklerine duran varlığın türünü, yerini, edinme
veya elde tutma dönemlerini sınırlayan tali koşullar da eklenebilir. Gelire
ilişkin teşvikler: Varlıklara ilişkin teşvikler dışında kalan devlet
teşvikleridir.
Feragat
edilebilir krediler: Önceden
belirlenmiş koşullar altında
borç verenin alacağından
feragat
etmeyi
kabul ettiği kredilerdir.
Gerçeğe uygun değer: Piyasa
katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde bir
varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek fiyattır.
TMS 21
KUR DEĞİŞİMİNİN ETKİLERİ
Kapanış kuru: Raporlama dönemi sonunda
geçerli kurdur.
Kur
farkı: Bir para
birimindeki belirli bir
tutarın diğer bir
para birimine farklı
kurlardan çevrilmesinden kaynaklanan farktır.
Döviz kuru: İki para biriminin değişim
oranıdır.
Gerçeğe uygun değer: Piyasa
katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde bir
varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek fiyattır.
Yabancı para: İşletmenin geçerli para
biriminden farklı para birimidir.
Yurtdışındaki işletme: Raporlayan işletmenin, kendisininkinden
farklı bir ülke ya da para biriminde faaliyette bulunan, bir bağlı ortaklığı,
iştiraki, müşterek anlaşması ya da şubesidir.
Geçerli para birimi: İşletmenin faaliyet
gösterdiği temel ekonomik çevrenin para birimidir.
Grup: Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı
ortaklıklarıdır.
Parasal kalemler: Elde tutulan para ile sabit veya
belirlenebilir bir tutarda para olarak alınacak veya ödenecek varlık ve
borçlardır.
Yurtdışındaki işletmede bulunan net
yatırım: Yurtdışındaki işletmenin net
aktiflerinde raporlayan işletmenin payıdır.
Finansal tablolarda kullanılan para
birimi: Finansal tabloların sunulduğu para birimidir.
Geçerli (spot) kur: Hemen teslim
halindeki geçerli olan döviz kurudur.
TMS 23
BORÇLANMA MALİYETLERİ
Bir
özellikli varlığın elde
edilmesi, inşası veya
üretimi ile doğrudan
ilişkilendirilebilen borçlanma
maliyetleri bu varlığın
maliyetinin bir parçasını
oluşturur. Diğer borçlanma
maliyetleri gider olarak muhasebeleştirilir.
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Borçlanma maliyetleri: Bir işletme tarafından yapılan borçlanmalarla
ilgili olarak katlanılan faiz ve diğer giderlerdir.
Özellikli varlıklar:
Amaçlanan kullanıma veya
satışa hazır duruma
getirilebilmesi zorunlu olarak uzun bir süreyi gerektiren
varlıklardır.
Borçlanma maliyetleri arasında
aşağıdakiler sayılabilir:
(a)
hesaplanan faiz gideri,
(b)
finansal tablolara yansıtılan
finansal kiralamalara ilişkin
borçlanma maliyetleri ve
(c)
Yabancı para ile borçlanmalarda, faiz maliyetleri ile ilgili düzeltme
olarak dikkate alındıkları ölçüde olmak üzere, kur farkları.
Aşağıdakilerden herhangi biri koşullara
bağlı olarak, özellikli varlık olabilir:
(a)
Stoklar,
(b)
İmalat tesisleri,
(c)
Enerji üretim tesisleri,
(d)
Maddi olmayan duran varlıklar,
(e)
Yatırım amaçlı gayrimenkuller,
(f) Taşıyıcı bitkiler.
Finansal varlıklar ve kısa süre
içerisinde üretilen veya imal edilen stoklar özellikli varlık değildir. Elde
edildiklerinde amaçlanan kullanıma veya satışa hazır hale gelen varlıklar da,
özellikli varlık değildir.
İşletmelerce, bir özellikli varlığın
elde edilmesi, inşası veya üretimi ile doğrudan ilişkilendirilebilen borçlanma
maliyetleri, ilgili özellikli varlığın maliyetinin bir parçası olarak
aktifleştirilir. İşletmeler, diğer
borçlanma maliyetlerini oluştukları dönemde gider olarak muhasebeleştirirler.
TMS 24
İLİŞKİLİ TARAF AÇIKLAMALARI
Bu
Standardın amacı; işletmenin
finansal durumu ile
kâr veya zararının,
ilişkili tarafların mevcudiyetinden, söz
konusu taraflarla gerçekleştirilen işlemlerden
ve işletme ile
ilişkili tarafları arasındaki
taahhütler dahil olmak
üzere, mevcut bakiyelerden
etkilenebileceği olasılığına dikkat
çekmek için gerekli olan açıklamaların, işletmenin finansal tablolarında
yer almasını sağlamaktır.
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
İlişkili
taraf: Finansal tablolarını
hazırlayan işletmeyle (bu
Standartta ‘raporlayan işletme’
olarak kullanılacaktır) ilişkili
olan kişi veya işletmedir.
(a)
Bir kişi veya
bu kişinin yakın
ailesinin bir üyesi,
aşağıdaki durumlarda raporlayan
işletmeyle ilişkili sayılır:
Söz konusu kişinin,
(i)
Raporlayan işletme üzerinde kontrol veya müşterek kontrol gücüne sahip
olması durumunda,
(ii)
Raporlayan işletme üzerinde önemli etkiye sahip olması durumunda,
(iii)
Raporlayan işletmenin veya
raporlayan işletmenin bir
ana ortaklığının kilit
yönetici personelinin bir üyesi olması durumunda.
Kilit yönetici personel: İşletmenin, (idari ya da diğer) herhangi bir
yöneticisi de dahil olmak üzere,
faaliyetlerini plânlama, yönetme ve kontrol etme yetki ve sorumluluğuna
doğrudan veya dolaylı olarak sahip olan
kişilerdir.
Bu Standart kapsamında, aşağıdakiler
ilişkili taraf olarak değerlendirilmez:
(a)
İki işletmenin, ortak bir yöneticiye ya da ortak bir kilit yönetici
personele sahip olması durumunda
veya
işletmelerden birinin kilit yönetici personelinin diğer işletme üzerinde
önemli etkiye sahip
olması
durumunda bu iki işletme.
(b)
İki iş ortaklığı katılımcısının bir iş ortaklığı üzerinde müşterek
kontrolü paylaşmaları durumunda
söz
konusu katılımcılar.
(c)
(i) Finansman sağlayanlar,
(ii)
Sendikalar,
(iii)
Kamu hizmeti şirketleri ve
(iv)
Devlet makamları ve mercilerinden,
raporlayan işletme
üzerinde kontrol ya
da müşterek kontrol
gücüne veya önemli
etkiye sahip olmayıp, işletme ile
sadece olağan iş ilişkisi içerisinde olanlar (işletmenin serbest hareket
etmesini
etkileyebilecek
ya da karar alma sürecine dahil olabilecek olsa da).
(d)
Bir işletmenin sadece ortaya çıkan ekonomik bağımlılık nedeniyle önemli
hacimde işlem yaptığı bir müşteri,
tedarikçi, acente, dağıtımcı ya da genel mümessil
TMS 26
EMEKLİLİK FAYDA PLANLARINDA MUHASEBELEŞTİRME ve RAPORLAMA
Bu
Standartta geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Emeklilik fayda
planları: Bir
İşletmenin çalışanlarına, hizmetlerinin
bitiminde veya bitimi
sonrasında (yıllık gelir veya defaten ödeme şeklinde) sağlayacağı
faydaların veya bu faydalara ilişkin
katkıların; bir belgede
yer alan koşullara
veya işletmenin uygulamalarına dayanılarak
emeklilik öncesinde belirlenebildiği veya tahmin edilebildiği
anlaşmalardır.
Tanımlanmış
katkı planları: Emeklilik faydası olarak ödenecek tutarların,
fona yapılan katkılar ve bu
katkılar üzerinden elde
edilen yatırım kazançları
aracılığıyla belirlendiği emeklilik
fayda planlarıdır.
Tanımlanmış fayda
planları: Emeklilik
faydası olarak ödenecek
tutarların, genellikle, çalışanların
kazançları ve /veya hizmet
sürelerine bağlı bir
formül çerçevesinde belirlendiği
emeklilik fayda planlarıdır.
Fonlama: Gelecekte emeklilik faydalarına ilişkin
olarak yapılacak ödemelerle ilgili yükümlülüklerin karşılanması amacıyla,
işveren işletmenin dışındaki bir işletmeye (ilgili fona) varlık devri
işlemidir.
Katılımcılar: Emeklilik
fayda planının üyeleri
ve plan tarafından
sağlanan faydalardan yararlanma hakkı olan diğer kişilerdir.
Sağlanacak faydalarda
kullanılabilecek net varlıklar:
Planın varlıklarından, taahhüt
edilen emeklilik haklarının bugünkü
aktüeryal değerleri dışındaki
yükümlülükler düşüldükten sonra
kalan varlıklardır.
Taahhüt edilen
emeklilik faydalarının bugünkü
aktüeryal değeri: Mevcut
ve geçmişteki çalışanlara, vermiş
oldukları hizmete dayanılarak emeklilik fayda planı çerçevesinde ödeneceği
tahmin edilen tutarların bugünkü değeridir.
Kazanılmış
haklar: Elde edilmeleri, ilgili emeklilik fayda
planına göre hizmetin devamlılığı şartına
bağlı olmayan faydalardır.
TMS 27
BİREYSEL FİNANSAL TABLOLAR
Bireysel finansal
tablolar: Bu
standart hükümlerine uygun
olarak bağlı ortaklıklardaki, iş ortaklıklarındaki ve iştiraklerdeki
yatırımlarını, maliyet bedeli üzerinden,
özkaynak yöntemini kullanarak
muhasebeleştirmeyi tercih eden işletmeler tarafından sunulan finansal
tablolardır.
Konsolide
finansal tablolar: Ana ortaklık ve bağlı
ortaklıklarının varlıklarının, borçlarının,
özkaynaklarının, gelirlerinin, giderlerinin
ve nakit akışlarının tek bir
işletmeninki gibi sunulduğu grup finansal tablolarıdır.
TMS 28
İŞTİRAKLERDEKİ VE İŞ ORTAKLIKLARINDAKİ YATIRIMLAR
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
İştirak: Yatırımcı
işletmenin üzerinde önemli etkisinin bulunduğu işletmedir.
Konsolide finansal
tablolar: Ana
ortaklığın ve bağlı
ortaklıklarının
varlıklarının, borçlarının,
özkaynaklarının, gelirlerinin, giderlerinin ve nakit akışlarının tek bir
işletmeninki gibi sunulduğu grup finansal tablolarıdır.
Özkaynak
yöntemi:
Yatırımın başlangıçta elde etme maliyeti ile muhasebeleştirildiği ve sonrasında
bu tutarın yatırım
yapılan işletmenin net
varlıklarında yatırımcı işletmenin
payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği bir muhasebe yöntemidir. Yatırımcı işletmenin
kâr veya zararı, yatırım yapılan
işletmenin kâr veya zararından kendisine düşen payı; yatırımcı işletmenin diğer
kapsamlı kârı, yatırım yapılan işletmenin diğer kapsamlı kârından kendisine
düşen payı kapsamaktadır.
Müşterek
anlaşma:
İki veya daha fazla tarafın üzerinde müşterek kontrole sahip olduğu anlaşmadır.
Müşterek
kontrol:
Bir anlaşma üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır. Bu kontrolün sadece,
önemli konularla ilgili
kararların, kontrolü paylaşan
tarafların oy birliği
ile mutabakatını gerektirdiği durumlarda var olduğu kabul edilir.
İş ortaklığı:
müşterek kontrole sahip
olan tarafların, girişimin
net varlıkları üzerinde
haklarının bulunduğu müşterek anlaşmadır.
İş
ortaklığı katılımcısı: İş ortaklığı üzerinde müşterek kontrol gücüne sahip
olan katılımcı taraftır.
Önemli etki:
Yatırım yapılan işletmenin
finansal ve faaliyetle
ilgili politikaların belirlenmesi kararlarına katılma gücü olup bu
politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile müşterek kontrol etme gücünü
ifade etmemektedir. Bir işletmenin doğrudan
ya da dolaylı
olarak (örneğin bağlı
ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım
yapılan işletmenin oy hakkının
yüzde 20 ya
da daha fazlasını
elinde tutması durumunda,
aksi açıkça ortaya konulamadığı sürece,
söz konusu işletmenin
önemli etkisinin bulunduğu
kabul edilir.
TMS 32
FİNANSAL ARAÇLAR: SUNUM
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Finansal araç:
Bir işletmenin finansal
varlığı ile diğer
bir işletmenin finansal
borcunda ya da
özkaynağa dayalı finansal aracında artışa neden olan herhangi bir
sözleşmedir.
Finansal
varlık:
Aşağıdaki varlıklardan herhangi biridir:
(a)
Nakit;
(b)
Başka bir işletmenin özkaynağına dayalı finansal araç;
(c)
(i) Başka bir işletmeden nakit ya
da başka bir finansal varlık almak için veya
(ii)
Potansiyel olarak işletmenin
lehine olan koşullarda
finansal varlık veya
borçların başka bir işletme ile takas edilmesi için
düzenlenen sözleşmeden doğan hak veya
(d)
İşletmenin özkaynağına dayalı finansal aracıyla ödenecek ya da
ödenebilecek olan ve
(i)
İşletmenin değişken sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını almak
zorunda olduğu ya da olabileceği bir türev olmayan sözleşme veya
(ii)
İşletmenin belirli sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını, belirli
bir nakdini ya da başka bir finansal varlığını takas etmesi dışındaki
şekillerde ödenecek ya da ödenebilecek bir türev sözleşme. Bu amaçla,
işletmenin özkaynağına dayalı finansal araçlar, 16A - 16B
Paragrafları uyarınca özkaynağa dayalı
finansal araç olarak
sınıflandırılan satım opsiyonu
bulunan finansal araçları, 16C - 16D Paragrafları uyarınca özkaynağa
dayalı araç olarak sınıflandırılan ve işletmeye sadece tasfiye durumunda diğer
tarafa işletmenin net varlıklarından oransal bir pay verme
yükümlülüğü getiren finansal
araçları veya söz konusu araçların
gelecekte yapılacak
tahsilatları ya da
teslimatlarına ilişkin sözleşmeler
olarak düzenlenen araçları içermez.
Finansal
borç:
Aşağıdaki borçlardan herhangi biridir:
(a)
(i) Başka bir işletmeye nakit ya
da başka bir finansal varlık verilmesi için veya
(ii)
Potansiyel olarak işletmenin aleyhine olan koşullarda finansal varlık
veya borçların başka bir işletme ile takas edilmesi için düzenlenen sözleşmeden
doğan yükümlülük veya
(b)
İşletmenin özkaynağına dayalı finansal aracıyla ödenecek veya
ödenebilecek olan ve:
(i) İşletmenin değişken sayıda özkaynağına dayalı
finansal aracını vermek zorunda olduğu ya da olabileceği bir türev olmayan
sözleşme veya
(ii)
İşletmenin belirli sayıda
özkaynağına dayalı finansal
aracının, belirli bir
nakit tutar ya da
başka bir finansal varlık ile takas edilmesi dışındaki şekillerde ödenecek ya
da ödenebilecek bir türev sözleşme. Bu nedenle, herhangi bir para birimi
cinsinden belirli bir tutar karşılığında işletmenin özkaynağına dayalı finansal
araçlarının elde edilmesine ilişkin hak, opsiyon ya da teminatlar; işletmenin,
bunları, özkaynağına dayalı ve aynı sınıftaki türev olmayan finansal
araçlarını ellerinde bulunduranların tümüne
oransal olarak sunması
durumunda özkaynağa dayalı finansal
araç niteliğindedir. Yine,
bu nedenlerle, işletmenin
özkaynağına dayalı finansal araçları;
16A - 16B
Paragrafları uyarınca özkaynağa
dayalı finansal araç
olarak sınıflandırılan satım opsiyonu
bulunan finansal araçları,
16C - 16D
Paragrafları uyarınca özkaynağa
dayalı finansal araç olarak sınıflandırılan ve işletmeye sadece tasfiye
durumunda diğer tarafa işletmenin net varlıklarından oransal bir pay verme
yükümlülüğü getiren finansal araçları veya söz konusu araçların gelecekte
yapılacak tahsilatları ya da teslimatlarına ilişkin sözleşmeler olarak
düzenlenen araçları içermez..
İstisna olarak,
finansal borç tanımına
uyan bir finansal
araç, 16A -
16B veya 16C
- 16D Paragraflarında belirtilen
tüm özellikleri ve şartları haiz ise, özkaynağa dayalı bir finansal araç olarak
sınıflandırılır.
Özkaynağa (Hisse
senedine) dayalı finansal
araç: İşletmenin
tüm borçları çıkarıldıktan
sonra varlıklarında bir payı/hakkı gösteren sözleşmedir.
Gerçeğe
uygun değer:
Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde gerçekleşecek olağan bir işlemde
bir varlığın satışında elde edilecek veya bir borcun devrinde ödenecek
fiyattır.
Satım
opsiyonu bulunan finansal araç:
Finansal araç hamiline, nakit
veya başka bir finansal varlık karşılığında opsiyonu veren tarafa söz konusu
finansal aracı geri satma hakkı veren ya da gelecekte belirsiz bir
olayın meydana gelmesi,
finansal araç hamilinin
ölmesi veya emekli
olması halinde otomatik olarak
opsiyonu veren tarafa iade edilen bir finansal araçtır.
TMS 33
HİSSE BAŞINA KAZANÇ
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Ters
Sulandırma
(Hisse senetlerinde artış olsa bile hisse başına kazancın/kârın artışı veya
hisse başına zararın azalışı):
Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün gerçekleştiği, opsiyon ve hisse
alım hakkı veren araçların kullanıldığı veya belirli koşulların yerine gelmesini
takiben adi hisse senetlerinin ihraç
edildiği varsayımı sonucunda,
hisse başına kazancın
artması veya hisse
başına zararın azalmasıdır.
Koşullu
yeni hisse senedi çıkarma sözleşmesi: Belirli koşulların yerine
getirilmesine bağlı olan hisse
senedi
ihraç sözleşmesidir.
Koşula
bağlı çıkarılabilir hisse senetleri: Koşullu yeni hisse senedi çıkarma
sözleşmesinde belirtilen
koşulların
yerine gelmesini takiben bedelsiz olarak ya da çok az bir nakit veya başka tür
bir ödeme karşılığında ihraç edilebilecek adi hisse senetleridir.
Sulandırma (Hisse
senetlerinde artış olduğu
takdirde hisse başına
kazancın/kârın azalışı veya hisse başına zararın artışı): Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün
gerçekleştiği, opsiyon ve hisse alım
hakkı veren araçların
kullanıldığı veya belirli
koşulların yerine gelmesini
takiben adi hisse senetlerinin ihraç
edildiği varsayımı sonucunda,
hisse başına kazancın
azalması veya hisse
başına kaybın artmasıdır.
Opsiyonlar,
hisse alım hakkı veren finansal araçlar ve eşdeğerleri: Sahibine adi hisse senedi alım hakkı veren
finansal araçlardır.
Adi hisse
(pay) senedi: Diğer
tüm özkaynağa dayalı
finansal araç sınıflarından
sonra gelen, özkaynağa dayalı bir
finansal araçtır.
Potansiyel adi
hisse (pay) senedi: Sahibine adi hisse senedi alım hakkı
verebilen bir finansal araç ya da benzeri bir sözleşmedir.
Satım opsiyonu: Sahibine belli bir dönem boyunca önceden
belirlenmiş bir fiyattan adi hisse senedi satım hakkı veren sözleşmelerdir.
Adi
hisse senetleri, ancak
imtiyazlı hisse senetleri
gibi diğer tür
hisse senetlerinden sonra
ilgili
dönemin
kârından pay alır. Bir işletme birden fazla adi hisse senedi sınıfına sahip
olabilir. Aynı sınıfta yer alan adi hisse senetleri temettü alımında eşit
haklara sahiptir.
Potansiyel adi hisse senedi örnekleri
aşağıdaki gibidir:
(a)
Adi hisse senedine
dönüştürülebilen, imtiyazlı hisse
senetleri dahil, finansal
borçlar ya da
özkaynağa
dayalı finansal araçlar;
(b)
Opsiyonlar ve hisse alma hakkı veren finansal araçlar;
(c)
Bir işletmenin veya bazı varlıkların satın alınması gibi, sözleşmeye
bağlı düzenlemelerde yer alan
koşulların
yerine getirilmesini takiben ihraç edilecek hisse senetleri.
TMS 34
ARA DÖNEM FİNANSAL RAPORLAMA
Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu
halka açık işletmelerin bu
Standartta belirtilen muhasebeleştirme, ölçme
ve açıklama ilkelerine
uygun olarak ara
dönem finansal raporlama yapmasını teşvik eder. Halka açık işletmeler
özellikle aşağıdaki hususlarda teşvik
edilir:
(a)
En azından cari
hesap döneminin birinci
altı aylık dönemine
ilişkin ara dönem
finansal rapor sunulması ve
(b)
Ara dönem finansal
raporlarının en geç
ara dönemi izleyen
60 gün içinde
hazır duruma
getirilmesi.
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Ara
dönem: Bir
yıllık hesap döneminden daha kısa süreli finansal raporlama dönemidir.
Ara dönem
finansal raporu: “TMS
1 Finansal Tabloların
Sunuluşu (2008 yılında
yayımlanan)”
Standardında tanımlandığı
üzere tam bir
finansal tablo setini
veya bu Standartta
tanımlanan ara döneme ilişkin
özet finansal tablo setini içeren finansal raporu ifade eder.
TMS 36
VARLIKLARDA DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ
Bu
Standardın amacı; bir
işletmenin, varlıklarının geri
kazanılabilir tutarından daha
yüksek bir değerden izlenmemesini sağlamak
amacıyla uygulanması gereken
ilkeleri belirlemektir. Bir
varlığın defter değerinin; kullanımı ya da satışı ile geri kazanılacak tutarından fazla olması durumunda, ilgili varlık
gerikazanılabilir tutarından daha yüksek bir tutardan izlenir. Eğer durum bu
şekilde ise, varlık değer düşüklüğüne uğramıştır ve Standart, işletmenin değer
düşüklüğü zararını muhasebeleştirmesini gerektirir. Standart ayrıca, bir
işletmenin değer düşüklüğü zararını ne zaman iptal etmesi gerektiği ile
kamuoyuna yapılması gereken açıklamaları da düzenler.
Bu Standartta yer alan terimlerin
anlamları aşağıdaki gibidir:
Defter değeri:
Bir varlığın birikmiş
amortisman (itfa) ve
birikmiş değer düşüklüğü
zararları indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır.
Nakit
yaratan birim: Diğer varlıklardan veya varlık gruplarından
sağlanan nakit girişlerinden büyük ölçüde bağımsız bir nakit girişi yaratan
belirlenebilir en küçük varlık grubudur.
Şirket varlıkları:
Şerefiye hariç olmak
üzere, hem bahse
konu nakit yaratan
birimin hem de
diğer nakit yaratan birimlerin gelecekteki nakit akışlarına katkıda
bulunan varlıklardır.
Elden
çıkarma maliyetleri: Finansman maliyetleri ve gelir vergisi gideri
hariç, doğrudan bir varlığın veya nakit yaratan birimin elden çıkarılması ile
ilgili maliyetlerdir.
Amortismana tabi
tutar: Bir
varlığın maliyetinden veya
finansal tablolarda maliyet
yerine geçen diğer tutarlardan
kalıntı değerinin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.
Amortisman
(itfa): Bir varlığın amortismana tabi tutarının,
yararlı ömür süresince sistematik olarak dağıtılmasını ifade eder.
Gerçeğe
uygun değer: Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde
olağan bir işlemde, bir varlığın satışından elde edilecek veya bir borcun
devrinde ödenecek fiyattır.
Değer
düşüklüğü zararı: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin
defter değerinin geri kazanılabilir
tutarı aşan kısmını ifade eder.
Geri
kazanılabilir tutar: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin,
satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinden yüksek
olanıdır.
Yararlı
ömür:
(a)
Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi veya
(b)
İşletme tarafından ilgili
varlıktan elde edilmesi
beklenen üretim sayısı
veya benzeri üretim birimini ifade eder.
Kullanım değeri:
Bir varlık veya
nakit yaratan birimden
elde edilmesi beklenen
gelecekteki nakit akışlarının
bugünkü değeridir.
Bir varlığın
defter değerinin geri
kazanılabilir tutarını aşmış
olması durumunda, ilgili
varlık değer düşüklüğüne uğramıştır.
TMS 37
KARŞILIKLAR, KOŞULLU BORÇLAR
VE KOŞULLU VARLIKLAR
Bu Standardın amacı; uygun
muhasebeleştirme kriterleri ve ölçüm esaslarının karşılıklar, koşullu borçlar
ve koşullu varlıklara uygulanmasını
ve kullanıcıların bunların
nitelikleri, zamanlamaları ve
tutarlarını anlamalarını sağlamak üzere gerekli bilgilerin finansal
tablo eklerinde gösterilmesini sağlamaktır.
Bu
standart;
·
Ekonomik açıdan
dezavantajlı sözleşmeler hariç,
belirli koşullar altında
yürürlüğe girecek sözleşmelerden
kaynaklanan ve Başka bir Standart ile düzenlenmiş olan sözleşmelere uygulanmaz.
·
finansal
araçlara (garantiler dahil) uygulanmaz.
·
Bu Standart,
ekonomik
·
açıdan dezavantajlı
olmadığı sürece belirli
koşullar altında yürürlüğe
girecek sözleşmelere uygulanmaz.
·
Bu
Standart, gelirin muhasebeleştirilmesi konusuna değinmez.
·
Bu
Standart; karşılıkları, zaman ve tutarlarına ilişkin kesinlik olmayan borçlar
olarak tanımlar.
·
bu Standart,
karşılık
·
ayrılması
durumunda, katlanılan maliyetlerin aktifleştirilmesi işlemini ne zorunlu kılar,
ne de bu işlemi yasaklar.
·
Bu
Standart, yeniden yapılandırmalara ilişkin (durdurulan faaliyetler dahil)
karşılıklara uygulanır.
Bu Standartta geçen terimlerin anlamları
aşağıdaki gibidir:
Karşılık: Gerçekleşme
zamanı veya tutarı belli olmayan yükümlülüktür.
Yükümlülük: Geçmiş
olaylardan kaynaklanan ve
ifası halinde ekonomik
fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmasına neden olacak
mevcut yükümlülüktür.
Sorumluluk doğuran
olay: İşletmenin söz konusu yükümlülüğü yerine
getirmekten başka gerçekçi bir
alternatifinin olmaması sonucunu
doğuran, hukuki veya
zımni bir kabulden
doğan yükümlülük yaratan olaydır.
Hukuki
yükümlülük:
Aşağıda sayılanlardan kaynaklanan yükümlülüktür:
(a)
Sözleşme (açık ya da zımni hükümleri aracılığıyla);
(b)
Yasal düzenleme veya
(c)
Diğer kanuni uygulamalar.
Zımni kabulden
doğan yükümlülük: İşletmenin
aşağıda yer alan
fiillerinden kaynaklanan yükümlülüktür:
(a)
Geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış
politikalar veya yeterince
belirli cari açıklamalarla, işletmenin belirli
sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara taahhüt etmesi; ve
(b)
Bunun sonucunda, işletmenin
bu sorumlulukları yerine
getireceği konusunda diğer
şahıslar nezdinde geçerli bir beklenti yaratmış olması.
Koşullu
yükümlülük:
(a)
Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde
bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride
gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan veya
(b)
Geçmiş olaylardan kaynaklanan;
fakat aşağıda yer
alan nedenlerle finansal
tablolara yansıtılamayan mevcut yükümlülüktür:
(i)
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için, ekonomik fayda içeren kaynakların
işletmeden çıkma ihtimalinin bulunmaması veya
(ii)
Yükümlülük tutarının, yeterince güvenilir olarak ölçülememesi.
Koşullu varlık:
Geçmiş olaylardan kaynaklanan
ve işletmenin tam
anlamıyla kontrolünde bulunmayan,
bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip
gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilecek olan varlıktır.
Ekonomik açıdan
dezavantajlı sözleşme: Sözleşme
kapsamındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi için
mutlaka katlanılması gereken
maliyetin, söz konusu
sözleşme kapsamında elde edilmesi beklenen ekonomik faydayı
aştığı sözleşmedir.
Yeniden yapılandırma: Yönetim
tarafından planlanan ve
kontrol edilen bir programdır
ve aşağıdakilerden herhangi birinin değişmesi sonucunu doğurur:
(a)
İşletme tarafından yapılmakta olan faaliyetin kapsamı veya
(b)
Söz konusu faaliyetin ifa şekli.
Karşılıklar, ait
olduğu ödemeye ilişkin
olarak gelecek bir
tarihte yapılacak harcamanın
zaman ve
miktarının
kesin olmaması nedeniyle, ticari borçlar ve tahakkuklar gibi diğer
yükümlülüklerden ayırt edilebilir.Karşılıklar
ayrı olarak gösterilirken, tahakkuklar
genellikle ticari veya
diğer borçların bir
parçası
olarak
gösterilir.
Bir
karşılık, aşağıda yer alan koşulların varlığı halinde finansal tablolara
yansıtılır:
(a)
Geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün (hukuki veya
zımni) bulunması;
(b)
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların
işletmeden çıkmalarının muhtemel olması,
(c)
Yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olması.
TMS 38
MADDİ OLMAYAN DURAN
VARLIKLAR
Bu Standart,
aşağıdakiler hariç tüm
maddi olmayan duran
varlıkların
muhasebeleştirilmesinde uygulanır:
(a)
Başka bir Standardın kapsamına giren maddi olmayan duran varlıklar;
(b)
“TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum” Standardında tanımlanan finansal
varlıklar;
(c)
Araştırma ve değerlendirme
varlıklarının muhasebeleştirilmesi ve
ölçümü (bakınız: TFRS 6
Maden
Kaynaklarının Araştırılması ve Değerlendirilmesi) ve
(d)
Madenler, petrol, doğal gaz ve benzeri yenilenemeyen kaynakların
geliştirilmesi ve çıkarılmasına
ilişkin
harcamalar.
Bu
Standartta geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir:
Gerçeğe
uygun değer: Piyasa katılımcıları arasında ölçüm tarihinde
olağan bir işlemde, bir varlığın satışından elde edilecek veya bir borcun
devrinde ödenecek fiyattır.
İtfa: Maddi olmayan
duran varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömrü boyunca sistematik
olarak dağıtılmasını ifade eder.
Varlık:
(a)
Geçmişteki bazı olayların sonucu olarak işletme tarafından kontrol
edilen ve
(b)
İşletmeye gelecekte ekonomik yarar sağlaması beklenilen bir kaynaktır.
Defter değeri:
Bir varlığın birikmiş
amortisman ve birikmiş
değer düşüklüğü zararları
indirildikten sonra finansal durum tablosunda (bilançoda)
muhasebeleştirilen tutarıdır.
Maliyet: Bir
varlığın elde edilmesinde
veya inşasında ödenen
nakit veya nakit
benzerlerini veya
verilen diğer
bedellerin gerçeğe uygun
değerini veya belli
durumlarda, (diğer TFRS’lerin
özel hükümleri uyarınca) ilk
muhasebeleştirme sırasında ilgili
varlığa atfedilen bedeli
ifade eder (örnek “TFRS 2 Hisse Bazlı Ödemeler”
Standardı).
Amortismana
tabi tutar:
Bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı
değerin
düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder.
Geliştirme: Ticari
üretim ya da
kullanıma başlamadan önce,
yeni veya önemli
ölçüde geliştirilmiş malzeme,
aygıt, ürün, süreç, sistem ya da hizmetlerin üretim planı veya tasarımında
araştırma sonuçları ya da diğer bilgilerin uygulanmasıdır.
İşletmeye özgü
değer: İşletmenin
varlığın devamlı kullanımı
ve yararlı ömrünün
sonunda elden çıkarılması veya
bir yükümlülüğün ödenmesi sırasında oluşması beklenilen nakit akışlarının
bugünkü değerini ifade eder.
Varlığın
gerçeğe uygun değeri: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve
istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi
durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.
Değer düşüklüğü
zararı: Bir
varlığın defter değerinin
geri kazanabilir tutarını
aşan kısmını ifade eder.
Maddi
olmayan duran varlık:
Fiziksel niteliği olmayan tanımlanabilir parasal olmayan varlıktır.
Parasal varlıklar:
Elde tutulan para
ile sabit ya
da belirlenebilir tutarda
bir para cinsinden
elde
edilecek
varlıklardır.
Araştırma: Yeni bir bilimsel ya da teknik bir bilgi ve
anlayış kazanma amacıyla üstlenilen özgün ve planlı incelemedir.
Bir
maddi olmayan duran varlığın kalıntı değeri: İşletmenin, varlığın
halihazırda beklenilen yararlı ömrünün
ve yaşının sonuna
gelmiş olması durumunda,
bu varlığı elden
çıkarmasından elde edeceği tahmin edilen tutardan tahmini elden
çıkarma maliyetleri düşüldükten sonra kalan tutardır.
Yararlı
ömür:
(a)
Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenilen süreyi veya
(b)
İşletme tarafından ilgili
varlıktan elde edilmesi
beklenilen üretim sayısı
veya benzeri üretim
birimini
ifade eder.
Maddi
Olmayan Duran Varlıklar
İşletmeler sıklıkla kaynak tüketir veya
bilimsel ya da teknik bilgi, yeni süreç veya sistemlerin tasarım ve uygulanması,
lisans, fikri mülkiyet
hakları, piyasa bilgisi
ve markalar (marka
isimleri ve yayın hakları
dahil) gibi maddi
olmayan kaynakların elde
etme, geliştirme, bakım
veya iyileştirilmesi sırasında
çeşitli borçlar yüklenirler. Bu geniş kapsamlı başlıklar altındaki kalemlerin
yaygın örnekleri; bilgisayar yazılımı, patentler, telif
hakları, sinema filmleri,
müşteri listeleri, ipotek
hizmeti sunma hakları, balıkçılık
lisansları, ithalat kotaları,
isim hakları, müşteri
ve tedarikçi ilişkileri,
müşteri sadakati, pazar payı ve pazarlama haklarıdır.
Bir maddi olmayan duran varlık sadece ve
sadece:
(a)
Varlıkla ilişkilendirilen beklenilen gelecekteki ekonomik yararların
işletme için gerçekleşmesinin muhtemel olması ve
(b)
Varlığın maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi durumunda,muhasebeleştirilir.
Ayrı olarak elde edilen bir maddi
olmayan duran varlığın maliyeti aşağıdakilerden oluşur:
(a)
İthalat vergileri ve iade edilmeleri mümkün olmayan satın alma vergileri
de dahil, ticari ıskontolar
ve
indirimler düşüldükten sonraki satın alma fiyatı ve
(b)
Varlığı amaçlanan kullanımına hazır hale getirmeye yönelik, doğrudan
varlıkla ilişkilendirilebilen herhangi bir maliyet.
Varlıkla doğrudan ilişkilendirilebilen
maliyetlere ilişkin örneklere aşağıda yer verilmiştir:
(a)
Doğrudan, varlığın çalışabilir duruma getirilmesi sırasında oluşan (“TMS
19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar” Standardında tanımlandığı gibi) çalışanlara
sağlanan fayda maliyetleri;
(b)
Doğrudan, varlığın çalışabilir duruma getirilmesi sırasında oluşan
mesleki ücretler ve
(c)
Varlığın düzgün çalışıp çalışmadığının testine yönelik maliyetler.
TMS 39
FİNANSAL ARAÇLAR:
MUHASEBELEŞTİRME VE ÖLÇME
Bu Standardın amacı; finansal
varlıkların, finansal borçların ve finansal olmayan kalemlerin alım veyasatımına ilişkin
sözleşmelerin
muhasebeleştirme ve ölçülmesine
yönelik ilkeleri belirlemektir.
TMS 40
YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLER
Bu
Standart, yatırım amaçlı
gayrimenkullerin
muhasebeleştirilmesi, ölçülmesi ve
açıklamasında uygulanır.Diğer
hususların yanı sıra,
finansal kiralama işlemi
çerçevesinde bir kiracının
finansal tablolarında muhasebeleştirilen
yatırım amaçlı gayrimenkul hakları
ile kiraya verenin finansal tablolarında
faaliyet kiralaması işlemi çerçevesinde kiracıya sağlanan yatırım amaçlı
gayrimenkullerin ölçülmesine ilişkin hükümler
de bu Standart
kapsamındadır.
TMS 41
TARIMSAL FAALİYETLER
Bu
Standart, aşağıda yer
alan varlıkların tarımsal
faaliyetle ilgili olmaları
durumda, söz konusu varlıkların muhasebeleştirilmesinde
uygulanır:
(a) Taşıyıcı bitkiler dışındaki canlı varlıklar;;
(b)
Hasat zamanındaki tarımsal ürünler ve
(c)
Paragraf 34-35’de yer alan devlet teşvikleri.
Bu Standart aşağıdakilere uygulanmaz:
(a) Tarımsal faaliyetle ilgili arsa
Gayrimenkuller).
(b) Tarımsal faaliyetle ilgili taşıyıcı
bitkiler
(c)
Taşıyıcı bitkilerle ilgili
devlet teşvikleri Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının
Açıklanması).
(d)
Tarımsal faaliyetle ilgili
maddi olmayan
duran varlıklar
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Sorularınızı Bekliyorum